İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Hill’den ortak açıklama! İsrail’den dikkat çeken davet
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nin ardından İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, üzerinde mutabakata varılan ortak bir bildiri yayınladı.
Açıklamada, katılımcıların “Suudi Arabistan ve Filistin devletinin çağrısı üzerine İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına ve Kudüs dahil tüm Filistin topraklarına yönelik saldırılarını tartışmak üzere” bir araya geldiği belirtildi.
KİMYASAL SİLAH KULLANIMI ARAŞTIRILMALI
Ortak bildiride, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların savaş suçu olarak tanımlanması istendi ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne, İsrail’in kimyasal silah kullanımını soruşturması çağrısında bulunuldu.
“İSRAİL’E SİLAH İHRACATI DURDURULMALIDIR”
Bildirgede ayrıca İsrail’e silah ihracatının durdurulması çağrısı da yapıldı.
Başkanların, İsrail’in Gazze’deki saldırganlığını, savaş hatalarını, barbar ve insanlık dışı katliamlarını da kınadığı belirtildi. Ayrıca Gazze’deki savaşın “meşru müdafaa” olarak tanımlanması veya gerekçelendirilmesi de reddedildi.
Bildirgede, söz konusu saldırının ve yol açtığı insani felaketin karşısında durduğumuz belirtilerek, “Bu ve diğer tüm yasalar, İsrail işgalini sürdürmeyi ve Filistin halkını başta özgürlük ve iş kurma hakkı olmak üzere tüm haklarından mahrum bırakmayı amaçlamaktadır” denildi. kendi ulusal topraklarının tamamı üzerinde bağımsız ve egemen bir devlet.” Yasa dışı faaliyetlerini durdurmak için çalıştığımızı teyit ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.
BM VE TÜM ULUSLARARASI KURULUŞLARIN KARARLARI HATIRLATILDI
Bildiride, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin Filistin davasına ve işgal altındaki diğer tüm Arap topraklarına ilişkin aldığı tüm kararların doğrulandığı belirtildi.
Ayrıca bildiride, Birleşmiş Milletler ve diğer tüm uluslararası kuruluşların Filistin davasına, işgalci İsrail’in işlediği suçlara ve Filistin halkının o tarihten bu yana işgal edilen tüm topraklarında özgürlük ve bağımsızlığına ilişkin kararlar aldığı hatırlatıldı. 1967 ve tek bir coğrafi birim oluşturur.
Açıklamada, BM Genel Kurulu’nun 27 Ekim 2023’te 10’uncu Acil Özel Oturumunda aldığı kararın memnuniyetle karşılandığı vurgulanarak şöyle devam edildi:
“Filistin davasının merkeziliğini teyit ederek, işgal altındaki tüm toprakları tüm gücümüz ve kapasitemizle özgürleştirmek ve başta kendi kaderini tayin etme ve 4 Haziran sınırlarında kurulan bağımsız, egemen devletlerde yaşama hakkı olmak üzere onların devredilemez tüm haklarını yerine getirmek. 1967, başkenti Kudüs olmak üzere, kardeş Filistin halkının hukuki mücadelesinde yanında olduğumuzu, stratejik seçeneği de içeren adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın tesis edilmesinin güvenlik ve istikrarı garanti altına alacak tek formül olduğunu düşünüyoruz. Bölge halkını koruduğunu, onları şiddet ve savaş döngüsünden koruduğunu ve İsrail işgaline son vermeden tek formülün bu olduğunu ifade ederek, “Filistin davasını İsrail temelinde çözmeden bunu başarmanın imkansız olduğunu teyit ediyoruz. İki devletli çözüm.”
FİLİSTİN DAVASINI GÖZALDIĞINIZDA BARIŞA ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR
Bildirgede, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın desteklediği Arap Barış Girişimi’ni ana kaynak olarak almadan, Filistin davasını yok sayarak veya Filistin halkının haklarını yok sayarak bölgesel barışa ulaşmanın imkânsız olduğu vurgulandı ve şu ifadelere yer verildi:
“Çatışmanın devamı ve şiddetlenmesinden, Filistin halkının haklarına, İslam ve Hıristiyanlığın kutsallıklarına yönelik şiddete yönelmesinden, sistematik politika ve faaliyetlerden, işgale yol açan tek taraflı, hukuksuz adımlardan İsrail’i sorumlu tutuyoruz. adil ve kapsamlı bir barışın engellenmesidir. Filistin halkı kendi güvenliğinden ve güvenliğinden sorumludur.” “İsrail’in ve diğer bölge ülkelerinin barışı sağlamadan ve gasp edilmiş tüm haklarını geri almadan güvenlik ve barışı sağlayamayacağını, İsrail işgalinin devamının bölgesel güvenlik ve istikrara, küresel güvenlik ve barışa tehdit oluşturduğunu teyit ediyoruz.”
AŞIRILIK KÜLTÜRÜNÜ KORUYACAK TÜM ÖNERİLER KINILDI
Bildiride, her türlü nefret ve ayrımcılığın yanı sıra nefret ve aşırılık kültürünü sürdüren her türlü öneri kınandı ve şu ifadelere yer verildi:
“İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ‘büyük bir savaş suçu’ anlamına gelen misilleme saldırısının feci yansımaları, Batı Şeria ve Kudüs Şerif’te işlediği barbarca suçlar ve İsrail’in genişlemesinin yarattığı gerçek tehlike. İsrail’in saldırganlığını durdurmayı reddetmesi nedeniyle savaş.” “Ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in saldırganlığına uluslararası hukuka başvurarak son veremeyeceği konusunda uyarıda bulunuyoruz.”